past event: "Anakara", Müze Evliyagil, Ankara





Anakara
08.10.2016

Anakara sergisi, Sarp Evliyagil Koleksiyonu’nda yer alan sanat eserleri içinden seçtiklerimizi üç bölümde derler. Müze mekânının üç farklı katına yerleştirilmiş olan bu üç bölüm, sanatçıların doğum tarihlerini temel alır. Amacımız, Türkiye’de sanatın farklı kuşaklarına, bu kuşaklar içindeki düşünce ve dil birliklerine ya da hiçbir kata, kuşağa, bölüme ait olmayan kendi başınalıklara, bağımsız ifadelere, özgün dillere dikkat çekmektir. Sergide her kuşağa, sanatçılarla aşağı yukarı aynı zamanı paylaşmış üç yazarın metinlerinden kısa alıntılar eşlik etmektedir. Bu edebiyat metinlerinin Ankara üzerine kaleme alınmış olmaları rastlantısal değildir.

Anakara, yalnızca kuşakların değil, akımların ve alanların sınırları üzerine düşünmek için de bir davettir. Sergi, sanat ile politika, boya ile çamur, romantizm ile sürrealizm arasında, bizim altını çizdiğimiz ya da es geçtiğimiz ortaklıkları ve farklıları fark etmek için yer açmak niyetindedir. Ayaklarımızı bu kara parçasına basarak, gözlerimizi ufka dikmek için bir vesile; yeni kıtalar keşfetmek üzere denizlere açılmış bir koleksiyonerin macerasına izleyicilerin de eşlik etmesi için bir çağrıdır.

Anakara bir ilk sergidir; belki de zamanla sarsılacak, depremlerle çatlayacak, pek çok adaya bölünecek ya da başka kara parçalarıyla birleşecektir.


Sarp Evliyagil Koleksiyonu

Sarp Evliyagil Koleksiyonu’nundan parçalar, ilk olarak, 24 Mayıs - 24 Ağustos 2013 tarihleri arasında, M1886 galerisinin başlattığı koleksiyon sergilerinin ilki olan “Menzil” sırasında izlenmiştir. Adının da çağrıştırdığı üzere Menzil, Evliyagil’in sanat dünyası içindeki kendine mahsus öyküsü ve evrilişi sırasında, soluklanmak üzere durduğu bir an olarak görülmelidir. Sergi, Sarp Evliyagil’in koleksiyonundaki eserleri aile evinin, aile şirketinin alıştığı ışığı altından indirerek, dışarıya, spotların, eleştirel bakışların altına yerleştirmesini; devraldıklarına ve eklediklerine kişisel hatıralarından uzaklaşarak yeniden bakmasını, atının ve oklarının erimini tartmasını sağlamıştır. Bundan sonra yolculuğu hızlanır, yolları kısalır.

Menzil’den üç yıl sonra, Müze Evliyagil’in açılışı dolayısıyla elden geçen koleksiyon, Müze’nin ilk sergisi “Anakara”dan bağımsız bir koleksiyon kitabında derlenmiştir. Bu kitap, Sarp Evliyagil’in dünya müzeleri, galeri sergileri, sanatçı atölyeleri ve elbette evinin duvarları arasındaki yolculuğunun ikinci durağı olarak değerlendirilmelidir. Tüm eserler, başkalarını da yolculuğuna katmak ya da yolcuklarına katılmak üzere bir araya getirilmiştir. Dolayısıya, hem Evliyagil kişisel tarihinin bir koca atlası, hem de sonsuz seyhatanamenin henüz ilk sayfasıdır.



Müze Evliyagil

Koleksiyonerlerin eserlerini galerilerde birkaç hafta süren sergilerden, birkaç gün ile sınırlı fuarlardan, herşeyin birkaç dakika içinde kararlaştırıldığı müzayedelerden ya da sanatçı atölyelerinden satın aldıklarını düşündüğümüzde, pek çok eserin yeterince izlenmeden, farkedilmeden kişilerin ‘mahrem’ mekanlarına girdiğini rahatlıkla varsayabiliriz.

Sarp Evliyagil, kendi koleksiyonunda yer alan bu  ‘görünmez’ eserlerin, izlemek isteyen herkese açılmasını, başka bir deyişle ‘müzeleşmesini’ hedefliyor.

Müze Evliyagil, Ajanstürk’ün Yönetim Kurulu Başkanı Sarp Evliyagil’in mesleği gereği ilgi duyduğu özgün baskı dizileri ve koleksiyonunu farklılaştıran dev ölçekli heykellerinde aralarında yer aldığı  yüzlerce eser içinden seçilenleri, belirli aralıklarla ve farklı odaklar etrafında düzenlenecek sergilerle kamusallaşmasını sağlıyor.


2008 yılında ortaya çıkan Müze Evliyagil fikri, 2014-2015 yılları arasında, İncek’te, ‘merkezden uzak bir merkez’de gerçekleşen inşaat ile Ankara’da sanata, üç kata yayılan 750 m2’lik bir sergi alanı, heykel bahçesi, film salonu ve kütüphane kazandırıyor.